Connect with us

Genel

WPYB-CU Benzersizlik Sertifikası Nedir?

Yayınlandı

on

WPYB-CU benzersizlik sertifikası, blockchain teknolojisi kullanılarak oluşturulan ve bir ürünün orijinalliğini doğrulayan dijital bir sertifikadır. Bu sertifika, ürünün tasarımından üretimine kadar geçen tüm süreçte elde edilen verileri güvenli bir şekilde saklar ve bu verilerin değiştirilmesini engeller.

Blockchain ile Ürün Taklitçiliğine Karşı Mücadele Avantajları

  • Şeffaflık: Ürünün üretim süreci, ham madde kaynakları ve dağıtım kanalları gibi tüm bilgiler blockchain üzerinde şeffaf bir şekilde kayıt altında tutulur. Bu sayede tüketiciler, ürünün orijinalliğini kolayca kontrol edebilirler.
  • Güvenilirlik: Blockchain teknolojisi sayesinde verilerin değiştirilmesi neredeyse imkansızdır. Bu da ürünün orijinalliğine dair güvenilirliği artırır.
  • İzlenebilirlik: Ürünün üretiminden tüketiciye ulaşmasına kadar geçen tüm yolculuk, blockchain üzerinde izlenebilir. Bu sayede ürünün geçmişi hakkında detaylı bilgiye ulaşmak mümkün olur.
  • Hızlı Doğrulama: Tüketiciler, ürünün orijinalliğini akıllı telefonları veya diğer cihazlarla hızlı bir şekilde doğrulayabilirler.
  • Maliyet Azaltımı: Blockchain teknolojisi, ürün taklitçiliğiyle mücadele için harcanan maliyetleri önemli ölçüde azaltır.
  • Marka İtibarı: Orijinalliğe verdiği önemle marka itibarını güçlendiren şirketler, tüketicilerin güvenini kazanır.

WPYB-CU Benzersizlik Sertifikası Kimler İçin Önemlidir?

  • Büyük Markalar: Ürünlerinin taklit edilmesinden en çok zarar gören büyük markalar için WPYB-CU benzersizlik sertifikası vazgeçilmez bir çözümdür.
  • Tüketiciler: Orijinal ürüne ulaşmak isteyen tüketiciler için WPYB-CU benzersizlik sertifikası güvenilir bir referans noktasıdır.
  • Perakendeciler: Sahte ürünleri satma riskini ortadan kaldırmak isteyen perakendeciler için bu sertifika önemlidir.
  • Yasal Kurumlar: Ürün taklitçiliğiyle mücadele eden yasal kurumlar için blockchain teknolojisi güçlü bir araçtır.
Devamını oku
Yorum yapmak için tıklayın

Cevaplayın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Akıllı Telefon ve Tabletler

Akıllı Telefon Değil, Sosyal Etkileşim Bağımlısıyız

Yayınlandı

on

Yeni bir araştırmaya göre, önceki araştırmaların akıllı telefonlarla ilgili ortaya koyduğu sonuçlarda hata var. Bağımlılığımız, akıllı telefonla ilgili değil, sosyal medyada aldığımız etkileşimle ilgili. Yani akıllı telefonlar bizi asosyal birine değil, aksine, belki de hipersosyal birine dönüştürüyor.

Telefonun o parlak ekranı olmadan yaşayamayacağını bildiğiniz arkadaşlarınız var değil mi? Durun, belki de onlardan birisiniz?

Sosyal medyaya olan bağlılık, uzun zamandır medyanın, yatırımcıların ve tüketicilerin dikkatini çeken bir olgu. Sosyal medyaya olan bağlılık bugüne kadar hep antisosyal bir davranış biçimi olarak anlatıldı. Peki gerçekten bağımlısı olduğumuz şey ne? Akıllı telefon mu, sosyal medyada aldığımız etkileşimler mi? Belki de asıl bağımlılık, tanıdıklarımızın nerede olup ne yaptığını sürekli merak etmemizdir.

Biliş ve kültürün evrimini inceleyen bir antropolog olan Prof. Samuel Veissiere, başkalarını izleme arzusu, başkaları tarafından görülebilme ve izlenme isteğinin evrimsel geçmişimizin derinliklerine dayandığına inanıyor. İnsanlar benzersiz bir toplumsal tür olarak evrimleşti. Geçmişte olduğu gibi bugün de, insanlar, kültürel olarak uygun davranış için bir rehbere ihtiyaç duyuyorlar. Bu aynı zamanda anlam, amaç ve kimlik bulmanın bir yoludur.

McGill’in psikiyatri bölümündeki araştırmacılar, akıllı teknolojinin kullanımıyla ilgili evrimsel sürecini yakından incelediler ve bağımlılık yaratan akıllı telefon işlevlerinin hepsinin ortak bir yere çıktığını gördüler… İnsanların, diğer insanlarla bağ kurma arzusu.

Sağlıklı Arzular Sağlıksız Bağımlılıklara Dönüşebilir

Akıllı telefonlar, sosyalleşme adına normal bir gereksinimi karşılarken, Prof. Veissiere, bunu hiper boyuta ulaştırmanın beyin ödül sistemini kötü etkilediğini ve sağlıksız bir bağımlılığa dönüştüğünü kabul ediyor.

“Gıdaların bolca ve kolayca bulunabildiği post-endüstriyel ortamlarda, evrimsel baskılarla şekillendirilmiş yağ ve şeker isteği, doyumsuz bir hale dönüşebilir ve nihayetinde obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalıklarına yol açabilir.”

Araştırmacılardan bazıları az önce okuduğunuz örneği öne sürüyor, sosyal medya bağımlılığı ile ilgili. Akıllı telefonlar, bağlantı kurmak için bir araç olmalı, ancak bu alışkanlık hiper-sosyal aşamasına kadar ilerlememeli, kaçınmalı.

Veissiere; “Bu konu açıldığında bir panik havası oluşuyor. Biz iyi haberler sunmaya çalışıyoruz ve bu durumun aslında insanlarla etkileşim kurma arzusu olduğunu söylüyoruz. Bunun aşırısı ile başa çıkmak için oldukça basit çözümler var” dedi.

Anlık bildirimleri kapatmak ve telefonunuzu kontrol etmek için belirli saatleri ayarlamak, bu bağımlılığı kontrol altına almak için bir yol olabilir. Araştırmalar, akşam ve hafta sonu e-posta kullanımını yasaklayan işyeri politikalarının da önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Veissiere; “Teknoloji şirketlerini suçlamak yerine, akıllı telefonları kullanmanın uygun yolu hakkında konuşmalıyız. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin de bunun ne kadar önemli olduğunun farkına varmaları gerekiyor.”

-Bağımlılığınızın başkalarıyla bağlantı kurmak için olduğunu ve bunun normal bir dürtü olduğunu hatırlayın.
-Telefonunuzu bilinçli olarak kontrol etmek için anlık bildirimlerini kapatın ve uygun saatleri ayarlayın.
-Arkadaşlarınızla, ailenizle ve iş çevrenizle birlikte, bu konuya dair çeşitli kurallar koyun. Ne zaman iletişim kuracağınız konusunda net çizgiler belirleyin

Devamını oku

Alışveriş, Bankacılık ve Ödemeler

Yapay Zeka’nın Gücü ve Tehlikeleri: İşletmeler İçin Kritik Uyarılar

Yayınlandı

on

Yapay Zeka ve tehlikeler

Yapay zeka (YZ) işletmeler için büyük fırsatlar sunarken, beraberinde bazı riskler de getiriyor. İşte işletmelerin dikkat etmesi gereken başlıca yapay zeka riskleri:

1. Veri Gizliliği ve Güvenliği

YZ sistemleri büyük miktarda veri kullanır ve işler. Bu verilerin güvenliği ve gizliliği, özellikle hassas bilgiler söz konusu olduğunda, kritik öneme sahiptir. Veri sızıntıları ve siber saldırılar, işletmeler için ciddi riskler oluşturabilir1.

2. Önyargı ve Adaletsizlik

YZ algoritmaları, eğitildikleri verilerdeki önyargıları yansıtabilir. Bu durum, işe alım süreçlerinden kredi değerlendirmelerine kadar birçok alanda adaletsizliklere yol açabilir. Algoritmaların adil ve tarafsız olmasını sağlamak için sürekli izleme ve güncelleme gereklidir2.

3. Şeffaflık Eksikliği

Bazı YZ sistemlerinin nasıl çalıştığı ve kararlarını nasıl verdiği anlaşılması zor olabilir. Bu şeffaflık eksikliği, kullanıcıların ve paydaşların güvenini sarsabilir. İşletmelerin, YZ sistemlerinin nasıl çalıştığını açıklayabilmesi önemlidir1.

4. Yasal ve Düzenleyici Riskler

YZ’nin kullanımı, çeşitli yasal ve düzenleyici gereksinimlere tabi olabilir. Bu gereksinimlere uyulmaması, işletmeler için hukuki sorunlar ve cezalar doğurabilir. YZ uygulamalarının yasal çerçevelere uygun olması sağlanmalıdır2.

5. İş Gücü Üzerindeki Etkiler

YZ’nin otomasyon yetenekleri, bazı işlerin ortadan kalkmasına veya dönüşmesine neden olabilir. Bu durum, iş gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve çalışanların yeniden eğitilmesi gerekliliğini doğurabilir2.

6. Yanıltıcı ve Zararlı İçerikler

YZ, deepfake gibi teknolojilerle yanıltıcı ve zararlı içerikler üretebilir. Bu tür içerikler, işletmelerin itibarını zedeleyebilir ve güven kaybına yol açabilir1.

Risk Yönetimi İçin Öneriler

  • Risk Önceliklendirmesi: İşletmeler, YZ ile ilgili riskleri belirlemeli ve önceliklendirmelidir.
  • Güvenlik Protokolleri: Veri güvenliği ve gizliliği için güçlü güvenlik protokolleri uygulanmalıdır.
  • Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: YZ sistemlerinin nasıl çalıştığı açıkça belirtilmeli ve hesap verebilirlik sağlanmalıdır.
  • Eğitim ve Farkındalık: Çalışanlar, YZ’nin kullanımı ve riskleri konusunda eğitilmelidir.

YZ’nin sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için bu risklerin farkında olmak ve gerekli önlemleri almak önemlidir.Keyifli okumalar

Devamını oku

Alışveriş, Bankacılık ve Ödemeler

Sosyal Medya Dolandırıcılıklarına Kanmayın! Kendinizi Koruyun

Yayınlandı

on

Sosyal medya, günümüzün yeni rutini.Evde ,İşte,okulda,hastanede hayatın her alanında hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş olsa da, aynı zamanda siber suçlular için de cazip bir hedef olmamızı sağlayan bir alan. Arkadaşlarımızla iletişim kurmak, haberleri takip etmek ve yeni insanlarla tanışmak için kullandığımız bu platformlarda, maalesef dolandırıcılık olayları da sıkça karşımıza çıkıyor. Peki, sosyal medya dolandırıcılıklarına nasıl karşı koyabiliriz? İşte size bazı önemli ipuçları:

Sosyal Medya Dolandırıcılıkları Nelerdir?

  • Sahte Profiler: Mevcut bir kişinin kimliğini çalarak oluşturulan profiller aracılığıyla dolandırıcılık yapma.
  • Hedefli Mesajlar: Kişisel bilgilere ulaşarak özel mesajlar göndererek para isteme veya dolandırma.
  • Yanlış Yarışmalar ve Kampanyalar: Kazandığınızı söyleyerek kişisel bilgilerinizi çalmaya yönelik sahte yarışmalar ve kampanyalar.
  • Romantik Dolandırıcılık: Duygusal bağ kurarak para isteme veya dolandırma.
  • Kendinizi Nasıl Koruyabilirsiniz?
  • Güçlü Şifreler Kullanın: Her sosyal medya hesabı için farklı ve güçlü şifreler belirleyin.
  • Gizlilik Ayarlarınızı Kontrol Edin: Paylaştığınız bilgileri sınırlandırmak için gizlilik ayarlarınızı düzenleyin.
  • Doğrulama İşlemlerini Tamamlayın: İki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemlerini kullanın.
  • Bilinmeyen Kişilerden Gelen İstekleri Kabul Etmeyin: Tanımadığınız kişilerden gelen arkadaşlık isteklerini kabul etmeyin.
  • Linklere Dikkat Edin: Şüpheli görünen linklere tıklamayın.
  • Kişisel Bilgilerinizi Paylaşmayın: Kimlik numaranız, kredi kartı bilgileriniz gibi hassas bilgileri sosyal medyada paylaşmayın.
  • Sahte Hesapları Rapor Edin: Şüpheli görünen hesapları platform yönetimine bildirin.
  • Güncel Kalın: Sosyal medya platformlarının güvenlik ayarları ve dolandırıcılık yöntemleri sürekli değişiyor. Bu nedenle güncel kalmaya çalışın.

Romantik Dolandırıcılıktan Korunma İpuçları

  • Çok Hızlı Yaklaşan İlişkilerden Şüphelenin: Kısa sürede aşırı sevgi ve ilgi gösteren kişilerden uzak durun.
  • Video Görüşmesi İsteyin: Sahte profiller genellikle video görüşmesini reddeder.
  • Para İsteyen Kişilerden Uzak Durun: Herhangi bir maddi yardım talebinde bulunan kişilere güvenmeyin.

Sonuç

Sosyal medya, hayatımıza birçok kolaylık sağlıyor olsa da, dikkatli olmakta fayda var. Yukarıdaki ipuçlarını uygulayarak sosyal medya dolandırıcılıklarına karşı kendinizi koruyabilirsiniz. Unutmayın, güvenliğiniz sizin elinizde!

Devamını oku

Trend Yazılar